- Evet’i tanır mısın? dedim.
Tanıyormuş.
Hayır’ı sordum. Bilmem dedi. Ondan korkuyormuş, utanıyormuş da, tanışmamış onunla.
Söyleyene de, söylenene de içinde doğduğu anı yaşatan, onların ikisini de düşünmeye çağıran Hayır’ın tadını bilmemek insanda bir boşluk sayılırdı bence.
Ben sana Hayır demesini öğreteceğim demeden ona Hayır demesini öğretmeye başladım. Maksadımı hiç belli etmediğimi sanıyordum.
Bir gün ona öyle bir sual sordum ki. Düşünerek giderse o soruma muhakkak “evet” demesi gerekiyordu. Ama sözleri için başka bir hazırlıkta bulunmuştum. Görünüşe bakarsa “evet” diyemezdi.
Sonunda evetten başka türlü bir cevabı olmayan soruma kesin kesin Hayır diyerek cevap verdi.
Yanılmıştı bence. Ve kendince yanılmıştı. Ama ben kazanmıştım çünkü yerinde olmasa bile Hayır demesini öğrenmişti. Artık bundan sonra alışacaktı. Sonunda da anında ve yerinde Hayır’ı yapıştıracaktı, inanıyordum.
2 yumurta
1 su bardağı esmer şeker
1 çay bardağı zeytinyağı
1 çay bardağı süt
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
2 yemek kaşığı kakao
2 su bardağı un
Sırasıyla karıştırıp, kalıplarda ve 180 derecede pişirip çeşitli malzemelerle süsledim. Bu malzemeler: Krema, pudra şekeri, hindistan cevizi, antep fıstığı, çilek, kivi, üzüm draje, çikolata parçaları.
Krema bitince kalan kekleri ortadan ikiye bölüp, şekerlendirilmiş vişnişko ile ıslattım. Üzerlerine bir parça tereyağında erittiğim çikolatadan sürdüm. Bu arada şeker hamuru nedir, nasıldır, yenir mi, yenirse tadı nasıldır gibi sorularıma cevap arıyordum ve Yaman Tarifler’de bulduğum “marshmallow” dan şeker hamuru ilgimi çekti. Küçük bir miktarla denedim ve sanki oldu, ya da bana oldu gibi geldi. Ben öyle kafamdan şekiller yaratacak bir el becerisine sahip olmadığım için kurabiye kalıplarını kullandım. Ve kestiğim şeker hamuru (sanırım- eğer yapabildiysem) parçalarını çikolataların üzerine yapıştırdım.