30 Eylül 2012

Güneşi hapsedenler 2012

 
Sessiz ama yoğun geçen bir yaz sonunda .........
 
 





12 Eylül 2012

Kayısı Likörü


Bir kadeh likör eşliğinde anlatmak istediklerim .....
Bilmelisin ki… (Can Yücel)
Bilmelisin ki …Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez.
Bilmelisin ki …Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa,anlam yükü o kadar azalır.
Bilmelisin ki …Karsındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasındaçizginin nereden geçtiğini bulmak zor.
Bilmelisin ki …Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.Gerçek aşkların da!
Bilmelisin ki …Tecübenin kaç yasgünü partisi yaşadığınızla ilgisiyok,ne tür deneyimler yaşadığınızla var.
Bilmelisin ki …Aile hep insanın yanında olmuyor.Akrabanız olmayan insanlardan ilgi,sevgi ve güvenöğrenebiliyorsunuz.Aile her zaman biyolojik değil.
Bilmelisin ki …Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar daara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.
Bilmelisin ki …Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.
Bilmelisin ki …Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya siziniçin dönmesini durdurmuyor.
Bilmelisin ki …Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.
Bilmelisin ki …İki kişi münakaşa ediyorsa, bu birbirlerinisevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdiklerianlamına gelmez.
Bilmelisin ki …Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.
Bilmelisin ki …sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllarsürüyor.

Kayısı Likörü

1.2 kg taze kayısı (komşunun ağacından) ve 600 gr toz şekeri karıştırıp üzerine bir tül örtüp 4 gün güneşte beklettim. Yarım litre su bıraktılar. Kavanoza bu karışımı koyup üzerine 1 büyük votka ilave edip güneş almayan bir yerde bir ay bekletip süzdüm ve kayısılarını bir kavanoza doldurup buzdolabına kaldırdım.

04 Eylül 2012

Kurabiye

Bugün elliüç yıllık hayatımı gözden geçirdim yeniden gün ağarırken ve tam teşekküllü bir biçimde parkurda dört tur atarken. Çok insan tanıdığımı ama az sayıda ilişkiyi köklendirdiğimi ve koruduğumu gördüm. Nedenini hemen bildim, zaten bildiğim ve beni oluşturan bir
şey olduğu için: “Güvenmek”
Biten her beraberliğin, her dostluğun zaman içinde “güven kaybı” çarpanıyla sıfırlandığını farkettim.
İlişki bir denklemse tarafların katkılarının eşit olamasa bile dengeli olması gerekiyordu çünkü. Terazinin çok hassas olmasına gerek yoktu, oynamaların az ve kabul edilebilir olması yeterliydi “güveni” korumak için.
Madem otuzlu yıllara dayanan az ama öz dostluklar kurabilmiştim, güvenmeyi biliyordum ve güvenilmeyi de hakediyordum ve tabii her zaman iyiye ve özele sahip olmayı da.
Kurabiye





1 yumurta
1 su bardağı toz şeker
½ su bardağı taze sıkılmış portakal suyu
½ su bardağı zeytinyağı
1 paket kabartma tozu
380 gr un

Önce yumurta ve şekeri iyice çırpıp diğer malzemeleri ekledim ve iyice yoğurduktan sonra 1 saat buzdolabında dinlendirdim ve şekil verip ceviz ve zencefil karışımına batırdıktan sonra 175 derecede pişirdim.
Google