25 Aralık 2007

Sebze Orkestrası

Bir kez televizyonda izlemiştim: "Viyana Sebze Orkestrası" (The Vegetable Orchestra) http://www.gemueseorchester.org/

1998 yılında Viyana’da kurulmuş. 11 elemanı var ve enstrümanlarını her performanslarından önce alan, hem de taze olarak alan tek orkestra. Sebzelerden yapılmış enstrümanlarla müziklerini yapıyorlar. Mesela; havuç flüt, balkabağı bas, pırasa keman, kereviz bongo gibi: Havucun ortasını oyup üzerine bir kaç delikle bir flüt yapıyorlar. Veya patlıcanı tepesinden ayırmadan ikiye bölüp kastanyet yapıyorlar.
Konserlerini genellikle enstrümanlardan yapılmış bir çorba ile bitiriyorlarmış.

Ben ana sayfalarında enstrümanlarının arasında yer elmasını ve karnıbaharı bulamadım. Onların istediği sesleri çıkarmıyor herhalde diye düşündüm. Belki bir gün onları da eklerler.

Yer Elması Çorbası


Bir adet kırmızı soğanı doğrayıp zeytinyağında sote yaptım.
(Hani soğanlar pembeleşinceye kadar diyorlar ya, benim kuru soğanlarım bu güne kadar hiç pembeleşmedi. Ya sarardı, veya karardı.)
Kabuğu soyulmuş dört adet yer elmasını ince ve küçük parçalar halinde doğrayıp, soğanlarla biraz soteleyip su ve tuz ekledim. Elmalar yumuşayınca 2 yemek kaşığı unu bir kase suyla çırpıp karışıma ekledim. Kaynayınca iki yemek kaşığı krema ekleyip, biraz daha kaynattım.

Karnıbahar


1 küçük karnıbahar, çiçekleri ayrılmış, yıkanmış, süzülmüş

1 yemek kaşığı zeytinyağı

1 su bardağı süt

2 yumurta

2 yemek kaşığı galeta unu

1 su bardağı ufalanmış beyaz peynir

1 tatlı kaşığı kabartma tozu

2 yemek kaşığı ufalanmış ceviz içi

1 fiske tarçın (karnıbaharın kokusunun çıkmasını önlüyor)


Karnıbahar çiçekleri ve ceviz içi hariç, tüm malzemeyi iyice çırptım. Çiçekleri ve cevizi ekleyip yağlanmış kaplarda, 180 derece ısınmış fırında 30 dakika pişirdim.

24 Aralık 2007

Bir kitap




Bir Kitap: “Zeytinyağı Tutkusu; Zeytinyağı ile hayatınızı güzelleştirmenin 101 yolu”
Carol Firenze tarafından yazılmış. Rabia Kaya tarafından Türkçe’ye çevrilmiş ve Ledo Yayıncılık tarafından basımı gerçekleştirilmiş.
Şöyle başlıyor: “Olea prima arborum umnium est”. Yani: “Zeytin, bütün ağaçların ilkidir.”
Zeytin ağacının ve zeytinyağının tarihçesi anlatılıyor ve illaki “Sızma” diyor.
Ve bu “altın sıvı” ile hayatı ve sağlığı geliştirmenin 101 yolunu anlatıyor.

İşte bazıları:

- Yarım su bardağı zeytinyağına 2 yemek kaşığı kabartma tozu ilave ederek kalaylardaki lekeleri çıkarmak
- Elde deride veya saçtaki yağlıboyayı çıkarmak

- Sabah uyanınca hiçbir şey yemeden önce bir yemek kaşığı içerek sindirimi kolaylaştırmak

- Pirinç eşyaları parlatmak
- Oklava, kesme tahtası gibi ahşap mutfak eşyalarını silmek
- Bitkileri canlandırmak ve beslemek

Ayrıcaaa;

- Dolu dolu yemek tarifi var
- Vücut bakımı için zeytinyağlı öneriler var




Beslenmek için, sağlık için, güzelleşmek için, lezzet için……………


23 Aralık 2007

Bayram tırtılı

Bayram davetleri, bol çikolatalı, şekerli sunumlarla geçer ya. Bunlardan biri de arkadaşım ve yengem Aynur’un davetiydi. Yemeğin sonunda alışılmış tatlılara ilave olarak, ailenin kurabiye canavarlarını memnun edecek bir kurabiye çıktı ortaya: “Tırtıl Kurabiye”
Öyle bir adetle bırakılacak gibi değil, tam ceplik olmuştu. Doldur cebine ve çerez türlerine uyguladığın yöntemi uygula.

3 yumurta sarısı
1.5 su bardağı toz şeker
250 gr oda ısısında yumuşamış tereyağı (2 parmak eksik olacakmış)
1 çay bardağı zeytinyağı
1 çay bardağı yoğurt
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un
İlk aşama: Hepsi karıştırılıp ele yapışmayacak kıvamda bir hamur.
İkinci aşama: Aynur kendi beğenisine göre bir kalıp yaptırmış ve hamuru bu kalıptan uzuun şeritler halinde çıkarıp kesmiş ve 180 derece ısınmış fırında kızarana kadar pişirmiş. Soğuyunca, her tırtılın ucunu önce erimiş çikolataya, sonra da hindistan cevizi ve fındık karışımına batırmış.
Çook hafif olmuş. Ellerine sağlık Aynur'cuğum.

21 Aralık 2007

Yaşamdan .....

İnançları sembollerle pekiştirmek toplumsal yaşama renk getiriyor. Böylece kişisel değerler beraber yaşadığımız insanların değerleriyle bütünleşip özel günlerde görsel ve duygusal bir şölene dönüşebiliyor.


Kalabalık ailemden en önemli gelenek özel günlerde annemin hazırladığı ve muhteşem yemeklerle donattığı kocaman yemek masasıydı. Bu masanın en önemli iki lezzeti, özellikle bayramlarda, kendi elleriyle yaptığı içli köfte ve burma tatlısıydı.


Bu bayram bu geleneği büyük ablam Mübiş devraldı ve hepimizi kendi masasında bir araya getirdi, teşekkürler Mübiş, ellerine sağlık.



Kavuşmalar her zaman neşelidir, duygu doludur. Nino’m, eşi ve kızı bizi yalnız bırakmadılar ve becerikli Nino’m benim annem ve kendisinin de anneannesi Nuriş’i için helva yaptı. Teşekkürler Nino’cuğum.

18 Aralık 2007

İyi Bayramlar


Resimdeki oyuncağı keşfettiğimizden beri ben-mari ile çikolata eritmek çok kolay oldu. Bu aslında çocuklar için yapılmış hobi setlerinden birinin bir parçası: Çikolata yapma setinin ben-mari kabı.
Ben kızımla her türlü oyuncağı oynadım sanırım. Bu da içlerinde en zevkli olanlardan biriydi, hem birlikte eğlendik, hem ürettik. Uzunca bir süredir de mutfakta yerini aldı.
Bu sabah da kendi kendime eğlendim. Kabın içine sıcak suyu doldurup, kapağını kapatıyorsunuz ve böylece çook uzun süre suyun sıcaklığı muhafaza ediliyor. O arada istediğiniz çikolatayı eritip, istediğiniz kalıba döküp, istediğiniz şekilde süslüyorsunuz.
Bu çikolataları buzdolabında muhafaza etmek gerekiyor.
Annemi ölmüş gördüm rüyamda.
Ağlayarak uyanmışım
Hatırlattı bana, bir bayram sabahı
Gökyüzüne kaçırdığım balonuma bakıp
Ağlayışımı.
(Orhan Veli, 1938)
Acı tatlı birarada.........



Herkese sevgi, mutluluk, sağlık dolu bayram günleri diliyorum.

17 Aralık 2007

Sebze bombası


Pek öyle tariflik ve ölçülük bir yemek değil. Bir çeşit bayram öncesi beden rahatlatma yemeği de diyebiliriz. Az yağ ve sebze.
Bir adet kırmızı soğanı, bir diş sarımsağı, bir adet yeşil biberi ince doğrayıp zeytinyağında sote yaptım. Bir patates rendeleyip ekledim. Biraz ince kıyılmış beyaz lahana ekledim. Dört domatesden çıkardığım içleri doğrayıp, 2 yemek kaşığı köftelik bulgur, tuz ve karabiber ekleyerek domatesin suyunda biraz pişirdim. Sonra sebzeleri doldurup 200 derece ısınmış fırında kızarana kadar pişirdim.
Rengarenk olsun istedim.

15 Aralık 2007

Elmalı



Havva Adem'e vermiş.

Paris, üzerinde "en güzele" yazan altın elmayı üç tanrıçadan en güzel olan Aphrodite'e vermiş.

Benim, meyve dendiği zaman aklıma ilk gelen elmadır.
Yılbaşı gecesi geç saatler için hafif bir kek önerisi:

1 paket süt kreması
2 çırpılmış yumurta
2 su bardağı un
1 kahve fincanı zeytinyağı
1 paket kabartma tozu
3 yemek kaşığı pudra şekeri
1 paket vanilya
2 elma
2 yemek kaşığı ufalanmış fındık
1 yemek kaşığı su
3 yemek kaşığı esmer şeker



Kremayı çırparken sırayla çırpılmış yumurta, zeytinyağı, pudra şekeri, un ve kabartma tozu eklenerek çırpılır. Kalıp zeytinyağı ile yağlanır ve elma dilimleri dizilir. Elmaların üzerine esmer şeker gezdirilir. Karışımın ¾ ü elmaların üzerine dökülür. Kalan karışıma fındık, vanilya ve su ilave edilip karıştırılır ve en üste dökülür. 180 dereceye ısınmakta olan fırına konur ve 25 dakika pişirilir. Soğuyunca ters çevrilir ve isteğe göre süslenir.

13 Aralık 2007

Yeni yıla doğru


Yeni bir yıl.
Aslında fark eden ne? Günler aynı sayıda, aynı uzunlukta.
Geçen zaman. Ne kadar geçtiği değil, nasıl geçtiği önemli.
Gabriel G. Marquez, “Anlatmak için yaşamak” kitabında, anılarını, hayatını anlatmaya “İnsanın yaşadığı değildir hayat, aslolan hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır” diyerek başlıyor.

Umut ruhumuza tüneyen
Bir kuşa benzer
Ve hiç durmaksızın
Şarkı söyler durur

diyor şair Emily Dickinson


Şimdiden, hayallerin ve umutların tükenmediği bir yıl daha olması dileğiyle, yılbaşı öncesi yapmaya başladığım tatlardan bir örnek.


Basit kurabiye:

½ su bardağı mandalinalı zeytinyağı
½ su bardağı esmer şeker
1 yumurta
1 mandalina suyu
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
2 çay kaşığı zencefil
2.5 su bardağı elenmiş un

Üzeri için: 4 yemek kaşığı pudra şekeri ve yarım mandalina suyu

Kurabiyeleri istediğiniz formda ve 180 derecede 15 dakika pişirip, iyice soğuduktan sonra üzerine, mandalina suyu ve pudra şekeri karışımını sürün.
İsterseniz pişirmeden önce tepelerine küçük birer delik açarak süs olarak asabilirsiniz.

11 Aralık 2007

Turuncu cazibe

Renklerin dili var mıdır gerçekten?

Hoş tanımlamalar var:
“Açık kavun içinden koyu portakal rengine kadar bütün turuncular, bu rengi seven kadınların sıcakkanlı, sıcak kalpli ve dost tabiatlı insanlar olduğunu ispat eder. Turuncu rengi seven kadın, sakin mizaçlıdır. Kızdığı zaman bağırıp çağırmaz. Hiç kin tutmaz. Hakkını savunmayı iyi bilir.”
Turuncu, güneşin parlaklık ve sıcaklık hissini verir. Güçlü bir aktiflik etkisi vardır. Dışa dönük ve yaşam gücünü arttıran bir anlam yaratır.”
Meyve Suyu Endüstrisi Derneği'nin (Meyed) yaptığı araştırmaya göre, meyvelerin doğal renklerine göre tüketilmesinin hastalıkların tedavisinde etkili olduğu ortaya çıkmış. Buna göre, hem kırmızı hem de turuncu meyve ve sebzelerde bulunan beta karoten maddesi, kardiyovasküler hastalıkları ve kanser riskini azaltıyor, gözleri güçlendiriyormuş. Turuncu-sarı kategorisine giren meyveler ise kalp, görüş ve bağışıklık sisteminin sağlıklı olmasını sağlıyormuş. Bu gruba giren birçok meyve ve sebze ise yüksek miktarda C vitamini ve folik asit içeriyormuş. Portakal ve bazı turuncu sebze çeşitleri bol miktarda lutein ve zeaksantin pigmenteri içeriyormuş ve bu pigmentler gözleri güçlendiriyormuş.
Mesela: Portakal, mandalina, kayısı, şeftali, greyfurt, havuç, balkabağı benim aklıma gelenler.

O zaman iki turuncu ve üç tatlı:

Havuç tatlısı:




500 gr haşlanmış havuç iyice ezilir ve 3 yumurta ile çırpılır. Sırasıyla, 1 fiske tuz ve 3 yemek kaşığı toz şeker, 50 gr erimiş tereyağı, 3 yemek kaşığı un, 1 çay kaşığı zencefil, 2 yemek kaşığı hindistan cevizi ilave edilerek çırpılır. Yağlanmış kalıba dökülür ve önceden 180 derece ısınmış fırında 30 dk pişirilir. Bu arada, 2 tatlı kaşığı yumuşamış tereyağı, 3 yemek kaşığı esmer şeker, ½ su bardağı ufalanmış ceviz ve 1 paket vanilya iyice karıştırılır ve tartın üzerine sürülüp aynı ısıdaki fırında 10 dk daha pişirilir.
Sos: 1 paket sütlü ve 1 paket bitter çikolata ısıtılmış 1 paket süt kremasına eklenir, iyice çırpılır ve katılaşmadan tartın üzerine dökülür.
Ben değiştirerek yaptım, tarifin aslı burada,

Kabak pudingi:




Haşladığım ve püre haline getirdiğim kabağa, süt, az şeker, 1 paket beyaz çikolata, bir yumurta ve az un ekleyerek pudingi pişirdim ve iyice çırptım. Az pudra şekeri ile çırptığım süt kreması ile donattım.

Kabak tatlısı:



Kabak dilimlerini 3 saat kadar sütte beklettim. Sütten alıp bir gece şekerde beklettim. Kabak dilimlerini fırın tepsisine dizdim. Suyuna tahin ilave edip iyice karıştırdım ve dilimlerin üzerine döktüm. 180 derece ısınmış fırında suyu azalıp katılaşana kadar pişirdim.

09 Aralık 2007

Ekmek ve omlet





Son zamanlarda ekmek yapmak çok hoşuma gidiyor. İşte bu sabahın ekmeği, omletiyle beraber:
½ paket yaş maya, içinde bir çay kaşığı şeker olan yarım bardak ılık suda kabartıldı. Elenmiş yarım kg una, bir tatlı kaşığı tuz ve mayalı su ve yine su eklenerek yumuşak bir hamur yapıldı ve iyice yoğuruldu ve kabarana kadar beklendi. Sonra yarısı somun olarak pişti. Diğer yarısı yağlanmış bir tart kabına yayılıp, üzerine “yeşil biberli zeytinyağı” sürüldü, bolca ufalanmış az yağlı beyaz peynir yayılıp yumurtalar kırıldı. 200 derece ısınmış fırında ekmek kızarıp, yumurtalar pişene kadar tutuldu ve sıcak sıcak masaya getirildi.


06 Aralık 2007

Bir yemek, bir tatlı

“Evdeyseniz annemler size gelecek: Ne yapalım? Hemen bir kısır yapalım, yanına bir tatlı, bir de tuzlu ve çay. "

Bulgur mu? Pirinç mi?
Bence bulgur.
Sanırım her yörenin kendine has bulgur yemekleri var.
Annemin mutfağından hatırladıklarım: Kısır, içli köfte, çiğ köfte, mercimekli köfte, Harput köftesi, Sivas köftesi, bazen pirinç yerine dolma içi veya sebze yemeklerinin içinde ve pilav çeşitleri.
Komşumuzun mutfağından hatırladıklarım: Pazılı ve kuzu etli ve küçük bulgur köftelerinden yapılmış ve sarımsaklı yoğurtla sunulan borani, yumurtalı köfte ve aya köftesi.
Bulgur, bana göre, içine kattığım her çeşninin tadını çok güzel verir. Mesela zeytinyağı bulgura çok yakışır. Ben bulgur yemeklerinde pek çok baharatı rahatlıkla kullanırım, kimyon, tarçın, zencefil gibi. Nar ekşisini unutmamak lazım elbette.
Ben de bugün kendimce bir bulgur köftesi yaptım:



1 su bardağı köftelik bulguru yarım su bardağı sıcak suyla ıslatıp, 10 dk beklettim. ½ kg tavuk etini (köfteler sert olmasın diye ızgaralık parçaları kullandım) yarım kuru soğanla birlikte robotta kıyma haline getirdim. Bulgur, tavuk kıyması, 1 yumurta, 2 yemek kaşığı galeta unu, tuz, 1 er çay kaşığı karabiber, kimyon ve zencefil ilave ederek yoğurdum. Toplar yapıp fırına dayanıklı bir kaba dizdim. 2 adet patatesi küp ve 2 adet yeşil biberi halka ve soğanın diğer yarısını da doğrayarak köftelerin üzerine yaydım. ½ su bardağı zeytinyağı, 2 domates rendesi, tuz, bir yemek kaşığı salça ve suyu karıştırarak üzerine döktüm ve bu sosu çekene kadar fırında pişirdim.
Güzel ve hafif.
Eh şimdi üzerine tatlı lazım. Ne yapsam diye düşünürken, bir cheese cake tarifinden aklımda kalanlardan ortaya bu tatlı çıktı:


1 paket krem peynir (Pınar beyaz)
¾ su bardağı toz şeker
2 yemek kaşığı un
1.5 yemek kaşığı tereyağı
2 yumurta
1 yemek kaşığı yoğurt
1 portakal kabuğu rendesi



Önce peyniri ve şekeri çırptım, yumurtaları ilave edip yine çırptım. Unu ilave edip çırptım. Erittiğim tereyağı ile kalıbı yağlayıp, yağın fazlasını ve yoğurdu da karışıma ilave edip yine çırptım. Portakal kabuğu rendesini ilave edip karışımı kalıba döktüm. 180 derece ısınmış fırında 25 dakika pişirdim. Sıcakken üzerine beyaz çikolata rendeledim ve yanına da bitter çikolata erittim.

05 Aralık 2007

Meyveli süt tatlısı

Çoook hafif bir tatlı yapardım bir zamanlar diye aklıma geldi sabah ve o soluk sayfayı buldum.



İşte tarif:
2 elma: Başka meyvelerle de yapılabilir, ben elma tutkunu olarak elmayı tercih ediyorum. Bu defa 1 adet de muz kullandım.
5 yemek kaşığı şeker
1 fiske tuz
3 yumurta
4 tepeleme yemek kaşığı un
2 su bardağı süt

Şeker ve tuzu karıştırıp, yumurtaları ekleyip iyice çırpın. Unu ekleyip yine çırpın. Un da iyice karışınca çırparken azar azar sütü ilave edip, hızlı devirde biraz daha çırpın. Kullanacağınız kabı (ben 21 cm çapında bir tart kabı kullandım) erittiğiniz 1 yemek kaşığı tereyağı ile iyice yağlayın. Meyveleri dizip karışımı üzerine dökün ve 180 derece önceden ısınmış fırında yarım saat pişirin.
İyice ılıdıktan sonra veya arzuya göre tamamen soğuduktan sonra dilimleyerek, yine arzuya bağlı olarak pudra şekeri, hindistan cevizi, ceviz, dondurma veya sevdiğiniz bir sos ile sunabilirsiniz.


03 Aralık 2007

Yer elması

Şifalı: Anne sütünü arttırıyormuş, safra ve idrar söktürücü özelliği varmış, kabızlıkta etkiliymiş. Hem de karbonhidrat miktarı düşükmüş.
Ayrıca lezzetli.
Ben de fazla almışım, bari hem çiğ hem de pişmiş tüketelim diye düşündüm.
Aynı kereviz salatası gibi yarısından salata yaptım: Kabuklarını soyduktan sonra ince rendeledim. Ceviz, dereotu, sarımsak, yoğurt, tuz ve zeytinyağı ile karıştırdım.




Diğer yarısına, küçük doğradığım mantarları ve küp doğradığım patatesleri, ince kıyılmış maydanozu ilave ettim ve fırın kabına koyduktan sonra, üzerine domates rendesi, biraz süt kreması, su, zeytinyağı, tuz ve karabiberden oluşan sosu döktüm. Sosunu çekene kadar fırında pişirip, çıkardıktan sonra üzerine kaşar rendesi döktüm.


02 Aralık 2007

Pazar omleti


Her Pazar uzun kahvaltı, ama yumurtasız olmaz elbette.
Rafadan, haşlanmış, sahanda yumurta.
Veya omlet çeşitlerinden biri: Sosisli omlet; sucuklu omlet; domatesli omlet; domatesli, peynirli ve otlu omlet; patatesli omlet; biberli omlet; sütlü ve karabiberli omlet; kaşarlı omlet.
Saymakla bitmez.
Bugün daha da farklı olsun istedim ve başladım sayfalara bakmaya. Birer kişilik yapılacak tarif buldum. Aynı görüntüyü tutturamadım, yani yumurtalar kabarıp kabı doldurmadı. Farklı oldu, ama lezzetli oldu.


Tarif burada.
Her kap için:
1 yumurta, tereyağı, tuz ve karabiber
Kapları tereyağı ile yağladıktan sonra yumurtaları içine kırın, tuz ve karabiber gezdirip üzerine birer parça tereyağı koyun. Kapları bir tepsiye yerleştirin ve tepsiye kapların yarısına gelecek şekilde kaynar su koyun. 180 derece ısıtılmış fırında, iyi pişmiş isterseniz 18 dakika, biraz yumuşak isterseniz 15 dakika pişirin. Ben sert pişirdim ve fırını kapatınca üzerine kaşar rendesi koyup erittim. Tarifdeki görüntüyü tutturamayınca ters çevirip servis ettim.
Taze pişmiş peynirli yuvarlak ekmeklerle çok yakıştı.

01 Aralık 2007

Kevgir, Esra için


Büyüleyen Mutfak Kokusu Sevgili Esra için hazırlanan Kevgir özel sayısı çıktı.

Ben Esra'yı hiç tanımadım. Ama, O'nun "Tavuklu Makarnasını bu özel sayı ve O'nun için yapma şansım oldu.

Umarım Esra'nın makarnası kadar lezzetli olmuştur.


"Büyüleyen Mutfak Kokusun'ndan" TAVUKLU MAKARNA" tarifi burada.

30 Kasım 2007

Mısır gevrekli



Bir paket mısır gevreği vardı, şekersiz; robottan geçirip, dolaba koymuştum, kek deneyecektim.
Başka ne yapabilirim diye araştırırken, bir kurabiye tarifine rastladım. Tarif çok kolaydı ve hemen uyguladım:

½ fincan şeker (Şekersiz mısır gevreği kullandım. Şeker kaplı bir tür kullanılırsa, daha az şeker konabilir.)
½ fincan tereyağ (Yumuşayacak)
1 yumurta
3 yemek kaşığı portakal suyu
1 çay kaşığı vanilya özütü (1 çay kaşığı zencefil kullandım)
1.5 fincan un
1 çay kaşığı kabartma tozu
1.5-2 fincan mısır gevreği (ben un şeklinde kullandım)
2 yemek kaşığı kuru üzüm


Şekeri ve yağı iyice çırpıp, içine yumurta, portakal suyu ve zencefili ilave edip, biraz daha çırptım. Başka bir kapta karıştırdığım unu ve kabartma tozunu bu karışıma ilave edip, iyice karışana kadar çırptım. Son olarak mısır gevreği ununu ekledim ve tahta kaşıkla iyice karıştırıp kalıplara döktüm. 175 derece ısınmış fırında 15 dk pişirdim.
Gevrek ve hafif bir kurabiye oldu.

28 Kasım 2007

Kadınlar ve Erkekler ve Yıldönümleri: 23. yıl pastam


Bir dilim mutluluk

Bir dönem ellerden düşmeyen ve aslında çoğumuzun hoşuna giden John Gray'in dediği gibi, gerçekten “Kadınlar Venüs’ten, Erkekler Mars’tan” mı?
Charles Bukowski’nin dediği gibi “.... iyi kadınlar erkeklerin ruhlarını mı ele geçirmek isterler ve pekçok iyi adam bir kadın tarafından köprü altına mı düşürülmüştür”?
İlhan M. Uçkan’ın dediği gibi “.. biz kadınlar için –oyun- neredeyse bir yaşam biçimi” midir?

Yoksa aşk tek kişilik mi?

Veya L. Aragon’un Elsa’ya yazdığı şiirlerde ki gibi “zaman kadındır” mı; yoksa işgal dönemlerinde yazdığı şiirde ki gibi “mutlu aşk yok”mudur, yani aslında “mutlu çift” var mıdır yok mudur?

Bilmem; ama mutlu pastaların olduğunu biliyorum.
Sevgiyle, istekle yapılmış bir pastanın, şekli düzgün olmasa bile, gülerek sunulduğunda sıcaklık yaydığını biliyorum.

Kek için: 3 yumurta ve 1 su bardağı toz şeker iyice çırpılır. 50 gr yumuşamış tereyağı ilave edilerek hamura karışana kadar çırpılır. 1 paket kabartma tozu ve 2 su bardağı un ilave edilip az çırpılır. ½ su bardağı suda 1 yemek kaşığı dolusu kakao eritilp hamura ilave edilir ve tahta kaşıkla iyice karıştırılır. Kelepçeli kalıpta ve 175 C de pişirlir. İyice soğuduktan sonra üzerinden 1 cm kalınlığında bir kapak çıkartılır ve kalan kısmın içi kaşıkla kenarlar dağıtılmadan toparlanıp bir kasede ufalanır.
İç kreması: 2 su bardağı süt, 1.5 yemek kaşığı un, 2 yemek kaşığı kakao, 1 yemek kaşığı şeker muhallebi kıvamında pişirilir. Sıcakken ufalanmış kek içi, 1 paket çikolata, 2 yemek kaşığı ufalanmış fındık ilave edilir ve yumuşak bir hamur yapılır. Çukurun içine iyice yerleştirilir. Kapak kapatılıp, üzerine ve kenarlarına 1 kahve fincanı kakaolu süt yedirilir.
Üst kreması: 1 paket süt kreması, 1 paket erimiş beyaz çikolata, 1 paket vanilya ve 2 yemek kaşığı pudra şekeri.

Kek hali

Doldurulmuş hali

Ve Pasta

27 Kasım 2007

Esra için

Esra ve Zerrin'in birlikte hazırladığı Kevgir Dergisi'nin Aralık sayısında, Esra'nın tarifleri dostlarının uygulamaları ile yer alacak. Bununla ilgili düzenlemenin detayı Selen'in sitesinde yer almaktadır.

26 Kasım 2007

Yeni Hasat ve Etkinlik

Zeytinyağı bir yaşam biçimi. Mutfakta, sofrada, banyoda, ecza dolabında ve belki hala bilemediğim başka yerlerde.
Kokusunu ve tadını aldınızmı bir kez artık vazgeçmeniz mümkün değildir. Hem lezzetinin doyulmazlığı, hem de sağlığa olan etkileri ve katkıları, her gün bir miktar çiğ tüketilmesi için yeterli nedenler.
Sevgili AYSEL detaylı anlatmış.
Zeytinyağı benim için vazgeçilmez, hatta tutku. “Zeytinyağlılar” etkinliği ise benim ilk katılımım olacak.
Zeytinyağı dediysem sadece sızma elbette. Ve, başka yağlarla karıştırmadan.
Mesela “Posalı Zeytinyağı” nın tadı bir başkadır. Erken Hasat olan bu posalının tadına doyum olmaz, tam sabahları içilmeliktir. Posalı deyince, çöktürülmemiş, filtre edilmemiş sızma. Yani tüm fenolik bileşikler içinde, dolayısıyla antioksidan gücü daha da yüksek. Sıcak ve ışık görmediği sürece çökmez. Yeni hasat posalı sızmayı kahvaltılara ayırdım.


Etkinlik içinse yine erken hasat sızma ile “Kuru Börülce” yaptım:


Kuru börülce, öyle kuru fasulye, nohut gibi bir gece önceden suya konmak istemez, kısa sürede haşlanır. Ben de öyle yaptım, biraz dirice kalacak şekilde haşladım. Zeytinyağında bir kaç diş ezilmiş sarımsağı bir iki dakika çevirdim. Domates salçası, biraz biber salçası, bir tatlı kaşığı bal, bir tatlı kaşığı elma sirkesi, tuz ekledim ve suyunu ilave edip kaynayınca süzdüğüm börülceleri ekledim. Suyunu çekene kadar pişirdim. Üzerini kuru nane yaprakları ve tuzla ovulup yıkanmış kuru soğanla süsledim.

23 Kasım 2007

Üzgünüm

Günlerdir içime işleyen Zerrin'in blog manşetine gitmek için, bugün de önce ana sayfasına uğradım ve üzücü haberi okudum. Sevgili ESRA , bugün büyüleyen mutfağından uzak bir yere gitmiş.
Hem de tam kendi gününü kutlayacakken.

21 Kasım 2007

Geri dönüşüm

Beklemiş ve tadı yerinde, tazeliği bozulmamış, ama tekrar kabul görmeyen yiyeceklerden yeni yemekler yapmak hem hoşuma gidiyor, hem de alt yapı hazır olduğu için kolay buluyorum. Bu yolla pişirdiklerim bitsin diye zorlanmamış oluyoruz. Mesela, az kalmış sebze yemeklerini çorbaya ilave ediyorum, makarnayı ufak tefek ilavelerle fırında makarna yapıyorum, bazı yemekleri böreğe veya omlete dönüştürüyorum.
Geçen gün, bekleyen ve lezzeti yerinde ıspanak yemeğini, içine biraz kaşar rendeleyip, yoğurt, süt ve zeytinyağından yaptığım harcı sürerek 3 yufkayla börek yaptım.

Biraz kakaolu kek vardı. Bugün, süt, mısır nişastası, az kakao ve az şekerle muhallebi yaptım (çekirdek aile ölçüsünde) ve sıcakken içine ufalanmış kek dilimlerini, az tereyağı ve çikolata ilave ederek iyice çırpıp kakaolu muhallebi haline getirdim.


20 Kasım 2007

Sabah 5:30 tuzlusu

8:15 treni gibi.

Bu mutfak sevdası, kokusu insanın içine işlemeye görsün.
Aklıma takılınca zamanın önemi kalmıyor. Evdekiler de bu kokuya uyansınlar ve gitmeden tatsınlar istedim.

Yumuşak bir hamur için:
½ su bardağı süt
½ su bardağı zeytinyağı
1 yumurta beyazı
1 çay kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
1 çay kaşığı zencefil
2.5 su bardağı un

Birinci iç: Beyaz peynir ve dereotu
İkinci iç: Haşlanmış ve ezilmiş patates, çook az tuz ve karabiber

Hamuru üçe bölüp açtım. Birinci kata peynirli içi, ikinci kata patatesli içi yayıp bardakla yuvarlaklar kesip yumurta sarısı sürerek pişirdim.

Kenarlardan çıkanları tekrar yoğurup, toplar yaptım ve yumurta sarısı sürerek pişirdim.

19 Kasım 2007

Sıcak sıcak



Bir tas çorba ne çok şey ifade eder:
Üşütünce, hastalanınca, midemiz rahatsızlanınca, hafif bir şey yemek istediğimizde, sulu bir şey yemek istediğimizde, kış akşamlarında, ramazan sofralarında, kimi zaman sabah kahvaltısında, kimi zaman ağır yemeklerin ve uzun süren bir gecenin ardından, evde yemek olmadığında.
Çorba da benim için kurabiye gibi sınırları zorlayan bir yiyecek. Pek çok şeyden yapılabilir, hatta dolapta bekleyen yemeklerden bile, haşlanan sebzelerin, etlerin suyundan.
Hava ılık, ama benim içim üşüyor bu gün gerçekten. Hediye gelmiş ev yapımı tarhana vardı, biraz beyazdı. Yarı domates suyu ve yarı su ekleyerek pişirdim. Üzerine, Laleli’de beraber çalıştığımız Cemal arkadaşımın sosundan yaptım: Sızma, sarımsak, nane ve nar ekşisi.
Yanına da nohut unu ve kepekli un karıştırarak yaptığım ekmekten.

17 Kasım 2007

Kara çörek

Zeytin Ağacı: Böyle bir ağaç var mı, herşeyinden yararlanılan: yaprağı, meyvesi, meyvesinin suyu, çekirdeği. Hele suyu: İçtikçe, yedikçe sağlık ve lezzet veren; sürdükçe iyileştiren ve güzelleştiren; sabun yapıp insanın tenini yumuşatan. “İnsanlığın tanıdığı ve bilerek kullandığı ilk bitkisel yağ olan ve doğal haliyle kullandığımız zeytinyağı sadece yağ değildir, aynı zamanda insan vücudunun ihtiyacı olan antioksidanların zengin bir kaynağıdır der Doktor Yahya Laleli. "
Çayın yanına zeytin ezmeli çörek yakışır. Dostlar gelirse sunmak için.
Zeytin ezmesini çevirme zeytinlerimden yapmıştım: Çekirdeklerini ayıklayıp, biber salçası ve ceviz, sarımsak ekleyip robotta karıştırıp, içinde iri zeytin parçacıkları olan bir ezme yapıp, kavanoza doldurup üzerine biraz sızma gezdirmiştim. Sıcak ekmekle kahvaltıda güzel oluyor diye.


½ su bardağı zeytinyağı
½ su bardağı süt
1 çay kaşığı tuz
1 paket kabartma tozu
1 yumurta
1 su bardağı zeytin ezmesi
3 su bardağı kepekli un

Hamuru bir süre buzdolabında dinlendirdikten sonra, bardakla yuvarlaklar keserek 180 o ısınmış fırında pişirdim.

14 Kasım 2007

Bugün aklıma takılanlar: Lezzetli benzetmeler

Kiraz dudaklı
Elma yanaklı
Badem gözlü
Zeytin gözlü
Pancar gibi
Fasulye sırığı
Çikolata renkli
Buğday tenli
Fıstık gibi
Lokum gibi
Şeker gibi
Pancar gibi
Tatlı dilli
Kabak kafalı
Pırasa saçlı
Mısır püskülü
Balık hafızalı
Turşu suratlı
Nohut oda, bakla sofa
Eklenti:
Yaren'den : Fındık burunlu
Tijen'den : Benim küçük balkabağım

Bunlar aklıma peynirli böreği yaparken takıldı:

3 yufka
2 su bardağı süt
½ su bardağı zeytinyağı
1 su bardağı ufalanmış beyaz peynir
½ su bardağı rende kaşar peyniri

İki yufkayı ufak parçalara bölerek tüm malzemeyle iyice karıştırdım. Üçüncü yufkayı yağlanmış kaba kenarları dışarıda kalacak şekilde yaydım. Karışımı döküp kenarlardaki yufkayı kapattım. Bir saat kadar buzdolabında dinlendirdim. Üzerine yumurta sarısı, süt ve zeytinyağını çırpıp sürdüm. Susam gezdirip 180 o de kızarana kadar pişirdim.

Google