Görgüsüzlük çok fena bir durum. Küçük bir bahçe ve mini ebatlı bir tarla tüm görgüsüzlüğümü ortaya çıkardı. Varsa yoksa onlar.....
Büyük domatesleri bekliyordum ve oldular.
Kayısı ağacını mantardan kurtardım ama meyve böceğinden ve ona eşlik eden bir başka canavardan kurtaramadım. Olgunlaşmadan dalında çürümeye başladılar ve ben de bu kaybı göze alamayıp ham olsa bile reçel yaptım. Tamamen göz kararı şekerle kaynatarak.
10 yorum:
En çok istediğim şey bir bahçem olması. Bir şeyler yetiştirmek ve bahçeyle uğraşmak büyük bir zevk bence. Çok şanslısınız (:
aynı sorundan bende muzdaribim.bende dediğin gibi,daha olgunlaşmamışken topladım kayısıları ve reçel yaptım.bence daha güzel oldu hem kayısılar tam dağılmamış oldu hem de hafif bir mayhoşluk tadı verdi..hatta parçacıksız tarafından biraz ayırdım farklı bir kavanoza koydum sadece kekler fırından çıktıktan sonra üzerine sürüyorum çooook güzel oluyor.e tabi elde yetişmişi gibisi yok ellerine sağlık
Betülcüğümmmmm,
Domateslerin harika görünüyor! Eminim uzaktan bile kokusu duyuluyordur. :)
"görgüsüzlüğüne" gelince.. Bende de olsa, inan ben de aynı durumda olurdum. Toprakla uğraşmak insanın atalarıyla bağ kurmasını sağlıyor sanki. :)
Kayısı reçeli de şahane, ham kayısıyla yapılmış olanı belki de şekerleme kıvamında olmuştur.
Sevgiler canım.. :)
Betülcüğümmm,
Ben de bu görgüsüzlüğe ortak olmak istiyorum... İşi gücü bırakıp bir avuç toprak biraz yeşillik içinde kaybolmak istiyorum... Ellerine sağlık canım kayısıları da heder olmaktan kurtarmışsın... Öpüyorummm...
Betül'cüğüm,
Bizim bahçenin de seninkinden aşağı kalır yanı yok. "Cangıl" diyorum zaten ona. Neyse domateslerin bir kısım dalları kurudu da kestim, biraz sakinledi ortalık. Ama epey de domates verdiler, pembelerden. Afiyet olsun, yarasın!
Betüşüüüm ben geldiiim...Ben de görgüsüzlük yapıp kendimi davet ettireyim mi:-)))) çağırsana gelip domates toplayayım sana:-)))
Teşekkürler güzel yorumlarınız için.
Betül abla'cığım ayağımın tozuyla derler ya bu hafta doğudan yeni döndüm ve Elaziz'e girerkern gördüğüm kayısı ağaçlarına şaştım kaldım!Allah nasıl bir lütuf bahşetmiş o bölgeye nefis birşey..
Seninkiler sağlık olsun artık bu kadar olucakmış..
bu arada Elaziz-Diyarbakır-Batman/Hasankeyf-Mardin gezdim tam mardin dönüşü annemlerin yanına adapazarına da uğradık amma velakin doğudan kendi toprağımdan sonra oralar yavan geldi:)
en yakın zamanda birkaç fotoğraf eklerim blgoa inşAllah..
Ne muhteşem bir zevktir bahçe duygusu. İnsan görgüsüzde olur başka her şey de.:))) Ben de bayıla bayıla yaptım şu bostan işini hep.
Biz Karakovan plajında bir sitedeydik. Bünül sitesinde. Kayınvalidem Eylül sonuna kadar orada. Daha gelir gideriz herhalde.
Laleli'ye kesin uğrayacağım. Aklımdaydı sürekli. Ama Sarıbaş'tan peynirin derdine düşünce aaaa geçtik oldu. Ama daha gideceim için dert etmedim çok da fazla.
Betül erken hasat olayına nasıl bakıyorsun? Bence herşey zamanında olmalı. Ben erken hasattan yapılmış ürünlere nedense çok güvenmiyorum. Yorum yapabilir misin lütfen
İnsanın bahçesinde,balkonunda bişiler yetiştirmesi çok zevkli oluyor değil mi?ben de fesleğen,maydanoz,frenk soğanı,kekik,nane,biberiye,dereotu yetiştiriyorum...tabi mevsimlik...Belçika'nın havası Türkiye gibi olmadığından Kasım ortası geldi mi kekik hariç hepsi ölüyor:(Benim de balkonum yok ki soğuktan kardan koruyayım onları.Baçede olunca donuyor herşey.
Neyse en azından Nisan-Kasım arası dalından koparabiliyorum ihtiyacım olanı...Domates'e hep imrenirim ama buranın yazı da bol yağmurlu...akşamları da serin.İşi bilmeden olacak şey değil..sera şart.
napalım bi eksiğimiz de o olsun di mi? :)
Ellerine sağlık!Umarım bahçen her daim sağlıklı ve lezzetli mahsülle dolar taşar!
Belçika'dan sevgiler.
Yorum Gönder