Sevgili Nilay beni mimlemiş. Konu: Taklitçilik.
Her zaman olduğu gibi mimlenmenin heyecanını ve korkusunu ancak attım üzerimden.
Taklit deyince aklıma “güvenilir kişi taklidi” takıldı. Pek çok taklidi anlayabiliyorum. Büyürken, yeni bir şeyler öğrenirken, nesnelerde, teknolojide, en küçükten en kapsamlısına yönetimlerde. Pek çok şey sayabilirim. Yararlıları vardır, gereklileri vardır, gereksizleri vardır. Süreçlere bağlı olarak zorunlu olanları vardır.
Ama, yetişkin ilişkilerde taklidi pek anlayamıyorum, özellikle de güvenilir olma taklidi yapılmasını. Kendini mi kandırmaktır başkalarını mı, bilemiyorum. Ortada bir aptallık var mıdır yok mudur; eğer varsa yapan mı yoksa inanan, kabullenen mi aptaldır?
Tehlikeli bir taklit diye düşünüyorum, çünkü besleyicileri istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Bana göre daha çok bu taklitle ve rolle yaşayanı tehdit eden, hatta yalnızlığa iten bir davranış. Çünkü, sahip olunduğunda ancak yaşanılan bir durumdur güvenilir olmak, taklitle sergilenen değil.
“Havalar iyi ve güzelken sıcak oda köşelerini arayan, sobalara, mangallara, güneşlere yanaşan kedim, havalar soğuyunca rüzgarlara, yağmurlara, çamurlara atıldı.
Demek dışarıdan gelenlere değil içinden gelenlere göre yaşıyor benim kedim, dedim.
Aslında bizler de onun gibiyiz. İçimiz.....
Ne yoksa orada yok. Ne varsa orada var.
Özdemir Asaf, Yuvarlağın Köşeleri, Etika 173.”
Ama, yetişkin ilişkilerde taklidi pek anlayamıyorum, özellikle de güvenilir olma taklidi yapılmasını. Kendini mi kandırmaktır başkalarını mı, bilemiyorum. Ortada bir aptallık var mıdır yok mudur; eğer varsa yapan mı yoksa inanan, kabullenen mi aptaldır?
Tehlikeli bir taklit diye düşünüyorum, çünkü besleyicileri istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Bana göre daha çok bu taklitle ve rolle yaşayanı tehdit eden, hatta yalnızlığa iten bir davranış. Çünkü, sahip olunduğunda ancak yaşanılan bir durumdur güvenilir olmak, taklitle sergilenen değil.
“Havalar iyi ve güzelken sıcak oda köşelerini arayan, sobalara, mangallara, güneşlere yanaşan kedim, havalar soğuyunca rüzgarlara, yağmurlara, çamurlara atıldı.
Demek dışarıdan gelenlere değil içinden gelenlere göre yaşıyor benim kedim, dedim.
Aslında bizler de onun gibiyiz. İçimiz.....
Ne yoksa orada yok. Ne varsa orada var.
Özdemir Asaf, Yuvarlağın Köşeleri, Etika 173.”
Taklit Un kurabiyesi
50 gr yumuşak tereyağı
1 yemek kaşığı zeytinyağı
½ çay kaşığı kabartma tozu
4 yemek kaşığı tepeleme pudra şekeri
1 çay kaşığı vanilya
220 gr un
1 yemek kaşığı zeytinyağı
½ çay kaşığı kabartma tozu
4 yemek kaşığı tepeleme pudra şekeri
1 çay kaşığı vanilya
220 gr un
Tereyağı ve şekeri krema haline gelene kadar çatalla karıştırdım. Zeytinyağını ekledim. İyice karıştırdıktan sonra elenmiş unu, kabartma tozu ve vanilyayı ekleyerek yoğurdum. Üzerlerine ceviz koyup 180 derecede pişirdim.
12 yorum:
zeytinyağlı kurabiye ımmm ilginç
ellerine sağlık nefis görünüyor alıp kaçıyorum
hayırlı bir ramazan dilerim
öptümmm
taklit olsun ne farkeder bu güzel görüntü için görmeyiz:))
güzel demişsin taklitçiliğe dair kısa ve öz ama tabi ki anlayana ve anlamak isteyenlere duyurulur ki bence hepimiz bu özeleştiriyi yapmalıyız bizlerinden muhakkak beğeniyle karışık taklitçiliklerimiz vardır.
az yağlı tarifler meraklısı olarak cok begendim..ellerine sağlık.hayırlı ramazanlar..
misler gibi kurabiye olmuş. margarin olmadığı için de gayet sağlıklı.
Ellerine sağlık Betül ablacım
Betülcüğüm,
Yetişkin ilişkilerinde taklit konusuna takıldım. Ne kadar doğru yazmışsın "Kendilerini mi kandırıyorlar, başkalarını mı"
Kurabiyeye taklit de olsa bayıldım...
Ellerine sağlık... Sevgiyle...
Betülcüğüm, merhaba canım.uzun zamandır yoktum sizleri çok özledim.merak edip aradığın için teşekkür ederim canım.kurabiye nefis görünüyor.paket yağ olan kurabiyeleri sevmiyorum bu çok güzel bir tarif.hayırlı ramazanlar diliyorum sevgiler canım...
cok guzel gorunuyor canim ellerine saglik
Hoşgeldin Betül'cüğüm,
Un kurabiyesi "gerçek" olmuş.
Ellerine sağlık
Sevgi ile kal
Un kurabiyesi denince annem aklıma gelir.Öyle çok severdiki..Bende çok sık yapardım. çok güzel olur.Ağızda dağılır.Ne tattır o...
Hepinize ziyaretleriniz ve güzel yorumlarınız için teşekkür ederim.
Betülcüğüm,
Ben de iyi ve düşünceli insan taklidi yapanları anlayamıyorum. Bir insan herkes tarafından sevilemez ki.. Bir insan herkesi düşünüp, herkese yardıma koşabilir mi? Veya herkes için aynı coşkuyu hissedebilir mi? Bir kişi neden herkes tarafından sevilme yarışına girer, neden hep bir numara olmak ister? Sevgisizlikten mi? Herkese taklit yapmaktansa, bir avuç insana gerçek sevgimi ve ilgimi veririm daha iyi. Benim düşüncem böyle. :)
Çok öpüyorum..
En yakın zamanda görüşmek üzere canım.. :)
Betül'cüm hem mime cevap vermen hem de bunu nefissss bir kurabiye ile yapman süper...
Yine kalemin ve aklın döktürmüş.
Güvenilir olma taklidini yapan çevremde o kadar çok insan var ki.
Ne güzel anlatmışsın
Yorum Gönder